Burhaniye-Samandağ bisiklet turu 22. Gün
29 Ekim 2020 Afyon - Çobankaya Köyü
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve saat 09.30; gidonuma bayrağımı astım. Resmi tatil nedeniyle trafik bomboş ve böyle anlamlı bir günde tekrar yollara düşmekten son derece mutlu Afyon'dan ayrılıyoruz.
Afyon'da geçirdiğimiz bu iki günde hem dinledik, hem bisikletleri genel bir bakıma soktuk, hem de sevgili Gültekin'le birlikte Üçlerkayası tarafına kısa bir gezi yaptık.
Bugün yine bol bol NE'KA YOKUŞ O'KA İNİŞ diyeceğiz gibi görünüyor, zira rotamız yine epey inişli çıkışlı.
Afyon'dan Şuhut sapağına kadar 20 km düz sürüşten sonra Şuhut rampalarına geldik. Aşağıda Halımor Köyü var, buradan itibaren başlayan rampalar 5 km kadar sürdü ve toplamda 300 mt yükselip 200 mt aşağı indik. Bu arada sağlam bir rüzgar ve yağmurla da boğuştuk. Yağmura rampada ve özellikle de böyle ormansız açık alanda yakalanmak gerçekten kötü; ne sığınacak bir sundurma ne bir ağaç altı olmayınca mecbur pedallamaya devam ediyoruz.
Aşağıda Şuhut'a yaklaşırken bulutlar açıldı ve hava biraz ısınmaya başladı. Yol boyu şeker pancarı hasadı yapılmış tarlalardan geçtik, elma ağaçlarından mis kokulu elmalar topladık.
Şuhut merkezde yine heryer kapalıydı, birer soda içip vakit kaybetmeden yola devam ediyoruz. Hava ara ara bulutlanıp yağmur atıştırıyor ve tekrar açıyor. Bir yerde patlayacak ama bakalım nerede yakalayacak bizi?? Gidebildiğimiz kadar yol almaya çalışıyoruz.
Anayurt'a geldiğimizde tarlalar tamamen patatese döndü. Sağlı sollu patates hasadı yapan işçiler, patates yüklü traktörler yol boyu bize eşlik ediyor.
Saat 15.30 civarında Çobankaya Köyü'ne ulaştık ve toplamda 60 km yol almış durumdayız. Çobankaya Köyü sapağından itibaren yol tekrar rampaya sardı ve yağmur da şiddetlenmeye başladı. İri iri damlalar atıştırırken 3 km kadar sürdükten sonra solda çeşme ve hemen yanında da bir mescit görünce sığındık.
Yağmur iyice şiddetlendi ama neyse ki tam zamanında hem bisikletleri hem de kendimizi sağlama almıştık. Aslında vakit çok erken ve bu akşam Karaadilli'de oluruz diye düşünüyorduk ama çaresiz bugünü bitiriyoruz.
Tur başından buyana ilk kez kitabımı çıkarıp mescidin içine kurduğum çadırda kahve ve kitap keyfi yapıyorum. Livaneli'nin Son Ada isimli küçük bir kitabını almıştım yanıma; iyi ki de almışım böyle günler için kitap birebir. Elektrik ihtiyacı yok, gözü telefon kadar yormuyor ve kesinlikle çok dinlendirici.
Günlük sürüş 60 km
Toplam 920 km
Yorumlar
Yorum Gönder