Burhaniye-Samandağ bisiklet turu 7. Gün
13 Ekim 2020 Suuçtu Şelalesi - Dorak
Suuçtu Şelalesi'nde geceyi geçirme kararı gerçekten çok güzel oldu. Pek fazla insan olmadığından ortam çok sakindi, 24 saat güvenlik görevlisi bulunduğundan biz de gayet huzurlu uyuduk.
Sabah erkenden toparlanıp yokuş aşağı adeta frensiz sallanıverince, Sadriye Abla'nın yerine Sünlük'e inmemiz 20 dakika bile sürmedi. Eeee NE'KA YOKUŞ O'KA İNİŞ! 😃😃
Çantalara bıraktığımız birkaç eşyayı koyarken abla da sağolsun çayımızla biraz ekmek peynir zeytin koyduğu tepside kahvaltımızı getirdi.
Bugün havada yağış ihtimali var; bir yerlerde yakalanacağız ama bakalım nerede.. Erken davranıp yol alabildiğimiz kadar gidelim niyetiyle fazla oyalanmadan tekrar yola koyulduk. Şimdi önce Mustafakemalpaşa'ya kadar çıktığımız tüm yolu geri inip sonra da Uluabat Gölü'nü kuşbakışı göreceğimiz tepelere tırmanacağız. Balıkesir' den ayrılıp Bursa sınırlarına giriyoruz gugün.
M. Kemalpaşa'dan sonra ilk köy Aralık; çay için duralım istedik ama kahve falan yok. Sonraki köy Demireli; burada köy kahveleri açık; biraz çay içip sularımızı da tamamladıktan sonra tekrar devam edeceğiz ama hava epeyce bulutlanmaya başladı.
Demireli'den itibaren yol sürekli çıkış, hafif hafif devamlı tırmanıştayız. Bugün tekrar 400-450 mt yükseleceğiz. Kadirçeşme öncesinde yol sağlı sollu zeytin ve incir ağaçlarıyla dolu, biraz başaklayalım diye durduk. Ben incire duta hiç dayanamam, mutlaka ağaca çıkarım. Şanslıyız👏👏😃yukarı dallarda kalanlar toplanmamış, orada da var burada da var derken bastığım küçük dal bir kırıldı.. tam sol omzumun üzerine düştüm ve orada kaldım. Korktum, canım yandı, başımı sırtımı falan da vurdum ama hiç birşey umurumda değil tek düşüncem "tur n'olacak, arkadaşlar beni nasıl götürecek, bisikletler falan nasıl olacak, lanet olsun bana vs vs" .. 😃😃😃
Neyse uzatmadan kısaca bitiriyorum, sonuçta korkulan olmadı, omzum sağlammış kırık çıkıksız atlattım ve kantaron yağıyla masaj yapıp yola devam ettim ama hem omzumu hem de sol kolumu bileğimi tekrar kullanabilmem birkaç günümü aldı.
Taşpınar üzerinden Dorak Köyü'ne vardığımızda hava iyice sertleşmişti ve yağmur yağdı yağacak haldeydi. Köyün kahvesine baktık, açık; hemen bisikletleri merdiven altına koyup üzerlerimize birkaç parça eşya alıncaya kadar şimşekler başladı ve yağmur gök gürültüsüyle birlikte bardaktan boşanırcasına indirdi.
Aslında düşmeseydim bugün belki Akçapınar'a varabilirdik ama şanssızlık işte. Vakit erken olmasına rağmen artık buradan ileri gitme şansımız yok, o nedenle köy kahvesinde geceyi geçirmeye karar verdik. Köyün hem imamı hem de kahvecisi sağolsun 11.00 gibi "misafirler yorgun" deyince herkes evine gitti de biz de matlarımızı serip yatabildik yoksa kimsenin gideceği yoktu açıkçası.
Günlük sürüş 43 km
Toplam 316 km













Yorumlar
Yorum Gönder