Burhaniye-Samandağ bisiklet turu 12. Gün
19 Ekim 2020 Küçükkovacık-Orhaneli Çayı kamp
Mescitte geceleme fikri iyi oldu, yine çadır açmadığımız için sabah çabuk toparlandık. Çantaları hazırlayıp kahvaltıyı yaptıktan sonra yola çıkışımız 09.30 gibiydi. Artık hemen hemen hergün bu saatlerde yola çıkmış oluyoruz.
Çantalarımda da bisikletimde de düzen oturdu. Neyi nereye koyduğumu hiç karıştırıyorum artık ve öncelik sırasına göre her sabah öyle çabucak yerleştiriyorum ki herşeyi yerli yerine, kendim bile şaşırıyorum.
Dün de yazdığım gibi Bursa'dan buyana 1140 mt yükseldik ve şu anda 1240 mt rakımdayız. Haliyle hem sabah hem de akşamları hava epeyce sertleşti. Bu sabah bir de sis var, hem de oldukça kesif.
Yine sağlı sollu tarlalardan, isimleri belli olmayan mahallelerden geçerek Haydar Köyü'ne doğru ilerliyor, yollarda ceviz, elma, armut başaklamaya devam ederek hem sonbaharın hem de doğanın bize sunduğu nimetlerin tadını çıkartıyoruz.
Mevsimle alakasız küçük bir erikle (böyle siyah, yabanmersininden az büyük ama bal gibi tatlı) bir de kayısı büyüklüğünde ama tüylü müylü bildiğimiz şeftali gördük; çekirdeklerini çantaya attım bakalım belki benim orada da yetişir.
Siste ilerleyerek önce Alpagut Köyü'ne ulaştık. Kahveyi açık görünce birer sabah çayı içelim dedik. Köylülerle sohbet ederken Haydarköy' ün altında kaplıca olduğunu söylediler, köyün aşağısında çayın hemen kenarında diye de bir güzel tarif ettiler.
Bu arada saat de biraz ilerledi tabii ve güneş de iyice yükselip ısıtmaya başladı. Artık kaplıca hepimizin bugünkü olmazsa olmazı. 😄
Güzel bir hedefe ulaşmak için sürmenin de başka bir hali var; bir heves bir gayret araları aşıp Haydarköy'e ulaştığımız saat 12. 00 bile değildi. Haritadan baktık köyün hemen altı denilen yer yani Orhaneli Çayı kenarı 350 mt irtifa!! Bir de bunun çıkışı var.
Suuçtu Şelalesi'nden deneyimliyiz; aynı şekilde çantalardaki fazlaları bir tek çantaya toplayıp onu da yukarıda bıraktıktan sonra Uludağ'ın muhteşem manzaraları eşliğinde aşağıya sallandık. Mesafe 5 km kadar ve harika bir asfalt yoldan iniliyor, sağ sol kesif orman, yolun güzelliğini anlatmaya kelimeler yetmez.
Aşağıda anlattıkları gibi Orhaneli Çayı ve üzerinde köprü var. Kaplıcayla ilgili hiçbir işaret yok. Tarife göre devam ediyoruz, köprüyü geçtik ve sağa doğru patika yoldan ilerledik. Epeyce normal sürdükten sonra kayaya oyulmuş doğal bir geçişte gelince mecbur bisikleti elimizde götürmeye başladık. Bu geçitten itibaren 500-600 mt ilerledikten sonra aşağıda kaplıcanın çatısını ve oraya inen merdiveni gördük.
Uzun uzun anlatıyorum çünkü kesinlikle gitmeye görmeye değer bir kaplıca burası. Özellikle motorcular için kaçırılmaması gereken bir güzellik.
Nepal'de Himalayaların eteklerinde Tatopani'de, GatteKola'da ve Yunanistan'da Halkidiki 'de benzerlerini görmüştüm gerçekten tamamen doğal ve ticari beklenti olmadan hizmete sunulmuş yerler bunlar. Dağların arasında çayların kenarında, pek geleni gideni olmadığından sakin, huzurlu ve tertemizler.
Gelirken patika yolun üzerinde kamp için uygun genişçe alanlar da gördük, aslında burada kamp ta atılabilir ve kaplıcanın gecesi de muhteşem olur.
Biz birkaç saat geçirdikten ve kahve keyfi yaptıktan sonra üşütmemeye de dikkat ederek güneş kaybolmadan tekrar köye doğru tırmanışa geçtik.
Kısa bir atıştırma sonrası Menteşe üzerinden Harmancık yönünde ilerlemeye devam ettik. Buralarda asfalttan iyice uzaklaşmış durumdayız, orman köylülerinin ağaç kesimi yaptıkları, yol kenarlarında kesilmiş ağaçların istiflendiği tamamen stabilize yollardan ilerliyoruz.
Gün sonunda tekrar Orhaneli Çayı boylarındayız. Kocaman yeni biçilmiş bir tarlanın ortasındaki meşe ağacını gözümüze kestirdik. Yakınında da hem çeşme hem de başağa bırakılmış biber domates ve kabak var. Çeşmenin yanındaki ceviz ağacı da cabası 😄😄
Bu gece buradayız.
Günlük sürüş 34 km
Toplam 491 km























Yorumlar
Yorum Gönder