Burhaniye-Samandağ bisiklet turu 24-25. Günler
31 Ekim-1 Kasım 2020 Dinar-Çardak-Doğanbaba Köyü(Salda Gölü)
Dinar çıkışındaki kamp alanından hareket ettiğimizde saat yine 10.00 civarıydı.
Önümüzde tatlı rampalar var. Yollar temiz, düzgün asfalt ama çok gidiş gelişli işlek anayollardan olmadığı için fazla kamyon TIR görmeden rahat rahat ilerliyoruz.
Tekin Köyü önümüzdeki ilk köydü. Çeşme başında sabah kahvemizi yapıp içtikten sonra sularımızı doldurup yola devam ettik. Başmakçı'ya kadar sorunsuz geldik. Başmakçı' da hayret kahvehaneler açık! insanlar maskeli ve birbirlerine nisbeten mesafeli oturmuş çay kahve içiyorlardı.
Biz de birer taze demlenmiş çay içtikten sonra Çardak yönünde Akpınar Köyü 'ne doğru hareket ettik. Gölün etrafını dolaşarak Akpınar' a gelmek üzereyken jandarma durdurup Akpınar ve Gemiş köylerinin karantinada olduğunu söyleyince geldiğimiz bu 3 km'yi geri gitmek zorunda kaldık.
Şimdi tekrar Başmakçı'dayız😊 Bu kez Dazkırı yönünde hareket edeceğiz ve başka seçeneğimiz olmadığı için Dazkırı' da ana yola bağlanacağız.
Yol boyu Acı Göl ve kenarındaki tuzla manzarasıyla sürdükten sonra nihayet Çardak'a ulaştık. Ulaştığımızda hava kararmak üzereydi, Denizli Çardak Havalimanı yakınlarında bir yerde kamp attık. Akşam menüsünde yine bulgur pilavı ve balık var. Yarın uzun bir tırmanış rotamız var bol enerjiye ihtiyacımız olacak. 😋😃
.........
1 Kasım sabahı biraz erken toparlanıp yola erken başladık. Önümüzde 22 km'lik rampalar var, 675 mt irtifa alarak Salda Gölü kıyısındaki Doğanbaba Köyü'ne ulaşacağız.
Sırasıyla Sazköy, Beylerli üzerinden Hayriye'ye gelinceye kadar 330 mt kadar yükseldik. Her girdiğimiz il bambaşka güzellikler sunuyor. Bugün Burdur il sınırları içinde seyrediyoruz. Buralarda da her yerde cennet hurması dediğimiz kocaman meyvelerden var. Dizi dizi kurutmalık bağlayıp evlerin balkonlarına asmışlar. Ceviz ağaçları yine yıkılıyor. Çok güzel çam ormanlarından geçtik ve tırmandıkça harika yaylalara ulaştık. Burası 11 km kadar sürdü. Hayriye'den Doğanbaba'ya da yine bir 11 km var ve burada da 250 mt'lik bir irtifa alıyoruz. Oldukça zorlu bir etap olduğunu söyleyebilirim. Toplamda 22 km sürekli rampa çıktık. Ama tabii sonra iniş yine muhteşemdi. Diyorum ya "NE'KA YOKUŞ O'KA İNİŞ!" 🙏😊
Burdur ili Salda Köyü Doğanbaba Köyü'nde gezinin birinci etabını sonlandırma kararı aldım. Yarın sabah önce Acıpayam'a oradan da Denizli'ye geçip otobüsle eve döneceğim. Planım ikinci etap olan Doğanbaba(Salda Gölü)-Samandağ etabına Mart sonu Nisan başı gibi başlamak. Bakalım zaman neler gösterecek..
İki günlük sürüş 100 km
Toplam 1100 km
Yol arkadaşlarım Atilla Encim, Niyazi Kantarcıoğlu ve Kemal Şanlı'ya bir kez de buradan teşekkür ederim. 🙏🚲🖐️😃
Neler öğrendim?
Öncelikle çok güzel bir maceraydı.
Her güne yeni bir yerde uyanmak ve bir sonrası için heyecan duyarak sürmek çok güzeldi.
"Ne'ka Yokuş O'ka Yokuş" diyerek harika bir rota izledik yol boyu nefis ormanlar, göller, çaylar, barajlar geçtik. Ülkemi bu detayda tanımaktan büyük mutluluk duydum.
Mevsim olarak çok doğru bir zaman seçmişiz, geçtiğimiz her yerde sonbaharın en güzel manzaralarını izledik. Çok şanslıydık.
Zaman zaman üşüdüm ıslandım ve tabii ki yoruldum ama aynı zamanda her anından büyük keyif aldım.
Her gittiğimiz yerde birbirinden güzel insanlarla tanıştım, bir sürü güzel anı biriktirdim.. Her birine ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bu arada performansımı sınamış oldum ve bu turu bitirebileceğimi gördüm.
Türkiye gerçekten çok büyük, çok güzel bir ülke. İnsan profili köylere ve Anadolu'nun içlerine girdikçe daha da güzelleşiyor.
Uzun yol, insanı her türlü fiziksel ve mental sınava tabi tutuyor. Çelik gibi olmak şart. Ayrıca ekip çok önemli; böyle yüksek performans gerektiren faaliyetlerde ekipteki herkesin fiziksel kondüsyonun yanısıra irade, özdisiplin, kararlılık ve moral açısından birbirine yakın olması gerekiyor.
Moral değerler beklediğimden çok daha önemliymiş bunu gördüm. Neşeli, pozitif, yapıcı, sabırlı olmak işi çok kolaylaştırıyor, gücüne güç katıyor, motive ediyor insanı. Aksi de bitiriyor tabii.
Mental olarak çok sesliliğe, toleransa, farklı bakış açılarının oluşturacağı güzelliğe hazır olmak şart. Başka türlü bir takım olunamıyor ne yazık ki; bunu anladım.
Sürenin uzaması, koşulların çetinleşmesi ve yorgunlukların artmasıyla birlikte egolar ön plana çıkıyor.
Bu egoların tura zarar vermemesi için korunması gereken en temel değer "SAYGI" bunu öğrendim.
Ve son olarak, gördüm ki insan 25 gün her akşam bulgur pilavı pişirip hiç usanmayabilirmiş, hatta her akşam iştahla bekler ve bayıla bayıla da yermiş 😁😁
Yazarken aldığım kadar keyifle okumanız dileğiyle, ikinci etap notlarında görüşmek üzere saygıyla selamlarım🖐️😊


















Güzel bi seyahat yazı dizisi olmuş bir solukta okudum gerçekten çok keyif aldım sanki sizinle birlikte bende o gezinin içinde bulunmuş gibiydim.Emeğinize yüreğinize sağlık .
YanıtlaSilYorumunuz için teşekkür ederim. Keyifle okumanıza çok memnun oldum. Yeni notlarda görülmek ümidiyle selamlarım.
Sil